13 Haziran 2012 Çarşamba

KAN NAKLİ'NİN MUCİZESİ BADİK





15 yaşında Spitz ırkı aktif bir dişi olan Badik Kökekuba Veteriner kliniğimize 21.04.2012 tarihinde halsizlik, iştahsızlık , kusma ve kilo kaybı şikayetiyle geldi. İlk muayanede abdominal bölgesi şiş ve gergindi, mukozaları anemik görünümdeydi. Yaptığımız hemogram sonucunda RBC;2.59.10*12/L, HGB;4,8g/dL,HCT;12,7%, PLT;164 .10*9/Layrıca WBC;64,5 .10*9/L değerlerini göz önüne alarak anemi(kansızlık) ve infeksiyon tespit ettik, biyokimya tahlilinde kan glukoz değerinin düşük olması dışında herhangi bir anormalliğe rastlamadık. Badik'in abdominal bölgesinin aşırı gergin ve şiş olması, yaptığımız klinik muayanede vaginal akıntı tespit etmemiz ve ilerleyen yaşına rağmen hala kısırlaştırılmamış olması bize pyometra(rahim enfeksiyonu) seçeneğini düşündürdü. Bu nedenle röntgen çektik ve karın bölgesini ultrasonla muayane ettik.Muayanemiz sonucunda pyometra teşhisi koyduk. Badik'i bir an önce ovariohysterectomy operasyonuna almamız gerekiyordu fakat kan tablosu bu operasyon için hiç uygun değildi. Bu yüzden infeksiyonu baskılamak ve anemi tablosunu düzeltmek için tedaviye başladık. 25.04.2012 'de tekrar kontrole geldiğinde hemogramını tekrarladık fakat RBC;2,37.10*12/L,HGB;4,1G/dL,HCT;11,5% ayrıca WBC;71.0.10*9/L değerleri hala düzelmemişti ve Badik'in durumu ciddiyetini koruyordu. Bunun üzerine Badik'e kan nakli yapmaya karar verdik ve bu konuyla ilgili sahibini bilgilendirdik. Badik'in kan grubunun DEA1.1 quick testine göre negatif olduğunu belirledik. 27.04.2012 tarihinde Badik'e uygun bir donör bulduk.Transfüzyon öncesi Badik'e yaptığımız hemogram'da RBC; 2.04.10*12/L,HGB;3,6g/L,HCT10%,WBC;75,4.10*9/L değerlerini gördük. Kan transfüzyonunu yavaş ve dikkatli bir şekilde taze tam kanla gerçekleştirdik. Ertesi gün Kökekuba ailesi olarak bizi sevindirici bir gelişme bekliyordu, yaptığımız hemogramda RBC;4,17.10*12/L, HGB;8,3g/dL,HCT;23,3% ,WBC;79,7.10*9/L değerleriyle karşılaştık.Bunun üzerine kan naklini tekrarladık. 30.04.2012'de Badik kontrole geldiğinde hemogramını tekrarladık.Hemogramında RBC;8,40.1012/L, HGB;15,9G/dL, HCT;48,3%, WBC;36,1.10*9/L değerlerini gördük. 02.05.2012 tarihinde Badik'i ovariohysterectomy operasyonuna aldık. Qperasyonda oviduct ve ovaryumlarda kistik oluşumlar ve yoğun iltihab olduğunu gördük.Operasyondan sonra Badik'in genel durumu hızla iyiye gitti. Geldiği kontrollerde yağtığımız hemogramlarda infeksiyon ve anemi bulgusuna rastlamadık. Kökekuba ailesi olarak Badik'i böyle  sağlıklı görmek bizi çok mutlu ediyor.











Köpeklerde 13 tane kan grubu vardır. Bu gruplardan önemli olanlar DEA(Dog Erythrocyte Antigen )1.1 ve DEA1.2 dediğimiz eritrosit antijenleri yönünden pozitif olanlardır. Köpeklerde kan grubu tayini için yapılan quick testler de köpeğinizde DEA1.1 antijeninin var olup olmadığını gösterir.Bu testlerle köpeğinizin DEA1.1 yönünden pozitif mi negatif mi olduğunu kolayca öğrenebilirsiniz.

Kan nakli; biz de olduğu gibi hayvanlarda da hayat kurtarabiliyor. Ülkemizde 2006 yılında İ.Ü. Veteriner Fakültesi'nde Evcil Hayvan Kan Bankası kuruldu. Ancak şu an da bu bankada gönüllü vericiler bulamadığı için sıkıntı çekmektedir.Kurum proje kapsamında donör olacak hayvanların genel check up'ını ücretsiz yapmayı önermiş olsa bile gönüllü verici bulamamaktadır ayrıca proje yeterli desteği alamamıştır. Donör olarak 1-8 yaş arası, 25kg'dan fazla erkek köpekler kan naklinde tercih ediliyor.Doğum yapmamış veya kısır dişiler de donör olabiliyor. Donör olacak köpeğin aşılama programının tam olması , biyokimya ve hemogram testlerinin yapılması ve kan nakliyle bulaşabilecek E. Canis , Brucella , Babesia, Dirofilaria bakımından negatif olmasına dikkat edilmelidir. Gelişmiş ülkelerde kan nakli çok sık ve blinçli bir şekilde yapılabiliyor. Köpeklerden kan alma ve nakil işlemleri kedilere nazaran çok daha kolay yapılabiliyor . Kan nakli yaparken taze tam kan kullanma şansınız da var bu da kan naklini çok daha kolay hale getiriyor.. Ama ne yazik ki hayvan sahipleri hatta İzmir'deki veteriner hekimler olarak biz bu konuyla ilgili blinçli değiliz. Bir köpekten alınan kanla dört köpeğin hayatı kurtarılabilir unutmayın ki Badik sizin de köpeğiniz olabilirdi.



14 Kasım 2011 Pazartesi

KARAMEL

17.10 2011 tarihinde 5 aylık golden retriever yavrusu Karamel; kusma ve ishal şikayeti ile polikliniğimize muayeneye geldi. Muayene esnasında ishal ve kusma ile seyreden bir çok hastalığı düzgün bir anemnez ve uygun testlerle elemine ettik.Muayene sonucunda palpasyon ile abdominal bölgede bir kitle tespit edildi.Kitlenin yabancı cisim'e bağlı invaginasyo olduğu düşünüldü. Bunun üzerine röntgen çekildi ve kan tahlilleri yapılarak operasyon önerildi.
               19.10.2011 tarihinde operasyona alındı. Operasyonda jejunumda yabancı cisim saptandı ve yabancı cisimden kaynaklı invaginasyo(bağırsakların iç içe geçmesi) oldugu görüldü.
Jejunum üzerinde yaklaşık 40 cm'lik bir bölgede nekrozlaşma söz konusuydu. Yabancı cisimi de içine alan bu bölge rezeke edildi. Rezeke edilen bölgede invaginasyoya neden olan yabancı cismin yaklaşık 10 gün önce yediği bir mısır koçanı olduğu görüldü. Bağırsak peristaltiğinin devamlılığı için uçlar karşı karşıya getirilerek uygun dikiş yöntemiyle birleştirildi ve anastomoz sağlandı.











                                                                                                           
                                                       


             Operasyon sonrasında Karamel'e 2 gün boyunca damar içi yolla gıda takviyesi yapıldı daha sonra 2 gün boyunca 2' şer saat ara ile konsantre sıvı besin takviyesi ile beslendi, 2 günün sonunda intestinal sisteme uygun bir kuru mama ıslatılarak 4 'er saat ara ile Karamel'e yedirildi. Yavaş yavaş normal mamasına geçiş yapıldı.
  
           Karamelin yaşadığı bu zorlu süreç aslında bir çok yavru köpeğin başına gelebilecek bir durum;yavru köpekler diş değiştirme döneminde yabancı cisimleri kemirmeye ve yutmaya müsaittirler. Bu yüzden de köpeklerimizin büyüme döneminde onlar için tehlike yaratabilecek cisimlerden uzak tutmalı ve bu dönemde yediklerine dikkat etmeliyiz. Köpekler için uygun gıdalar dışında hiç bir şey vermemeliyiz.




                                               


                                                                                  Veteriner Hekim Ayşe Belkıs Şen

                                                                            

15 Ekim 2011 Cumartesi

ŞEKER



           
               6 yaşlı Van kedisi Şeker 25.09.2011 tarihinde arka ayaklarında felç şikayetiyle polikliniğimize gelmiştir. Arteriyel Tromboembolizm teşhisi konulan Şeker polikliniğimizde gerekli tahlil ve tedavi yapılmasına karşın malesef ex olmuştur. Yaptığımız nekropsi sonucunda göğüs ve karın boşluklarında yoğun parazit enfestasyonuna rastlanılmıştır. Ayrıca bağırsaklarında yoğun askarit enfestasyonu da görülmüştür. Pankreasında ise kazeifike nekrotik odaklara rastlanılmıştır. Kalpten , pankreastan, akciğerlerden ve böbreklerden alınan örnekler Adnan Menderes Üniversitesi Patoloji A.B.D. 'na , alınan parazit örnekleri de Parazitoloji A.B.D.'na incelenmek üzere gönderilmiştir.
              Parazitoloji A.B.D.'dan gelen raporda bu iç parazitlerin Mesocestoidea spp. oldukları belirtilmiştir. Bu parazitin pek çok arakonağı vardır bu yüzden de kontrolü güçtür. Enfekte dışkıyla temas eden karıncalar , böcekler, bazı maytlar ve bunlarla beslenen memeliler, kanatlılar, sürüngenler, başta fare olmak üzere kemirgenler bu parazitin taşınmasında rol oynarlar. Ayrıca kedi, köpek bazen de insanlarda da Mesocestoidea spp. enfestasyonuna rastlamak mümkündür. Bu parazitin olgunlaşmamış formları şiddetli enfeksiyonlara neden olmaktadır. Bu formlar karın boşluğunda (intraperitonal) bazen de karaciğer ve akciğerlerde kistler halinde bulunarak; kedi ve köpeklerde şiddetli peritonitis ve asitese yol açar. Olgun formları ise ince bağırsaklarda görülür ve daha ılımlı enfeksiyonlara neden olur.
               Şeker'in nekropsisinde parazitin olgunlaşmamış formlarını gördük dolayısıyla bu durum bize Şeker'in bu paraziti böcekler veya maytlar aracılığıyla alma olasılığının daha yüksek olduğunu düşündürdü.
Mesocestoidea spp. kaynaklı enfeksiyonların tedavisinde Dünya'da çok yaygın olarak kullanılan praziquantel türevi ilaçlar etkilidir.İç parazit tedavisi hem kendi sağlığımız hem de evcil hayvanlarımızın sağlığı açısından çok büyük öneme sahiptir ve farklı anti paraziter ilaç kombinasyonları biçiminde uygulanmalıdır.. Bu vaka, evcil hayvanlarımızın iç parazitleriyle ilgili uygulamalarının bizzat veteriner hekimler tarafından, mevcut çevre şartları düşünülerek rutin olarak yapılmasının gerekliliğini göstermiştir.


                         

abdominal boşlukta mesocestoides spp.

karaciğer üzerinde mesocestoides spp.















mesocestoides lineatus



                                                                 Veteriner Hekim Aslı Derya Cinsoy








 
                                                                                                                                                                            

27 Eylül 2011 Salı

Kökekuba Veteriner Polikliniği Hizmetleri

CERRAHİ - GENEL CERRAHİ
- Diş ve diş eti hastalıkları
- Göz hastalıkları
- Kulak hastalıkları
- Ortopedik hastalıklar
- Dermatolojik hastalıklar
- Operasyonlar

 DAHİLİYE
- Aşılama
- İç ve dış parazit tedavi ve koruma 
- Veteriner pediatri ( Yavru Bakımı )
- Veteriner geriatri ( Yaşlı Bakımı )
- Teşhis ve tedavi
- Endokrinoloji 

DOĞUM VE JİNEKOLOJİ
EGZOTİK VE KAFES HAYVANLARINDA DAHİLİYE VE CERRAHİ MÜDAHALELER
SUNİ TOHUMLAMA
YOĞUN BAKIM

LABORATUVAR
- Polikliniğimizdeki mevcut test kitleri
- Kuduz titrasyon testi 

 GÖRÜNTÜLEME
- Röntgen
- EKG
- Ultrason
- MR ( anlaşmalı )
- Tomografi ( anlaşmalı )
- Endoskopi

MİKROÇİP UYGULAMASI
- Polikliniğimizde mikroçip uygulaması yapılmaktadır. 

KÖPEKLER HAKKINDA BİLGİLER
KEDİLER HAKKINDA BİLGİLER
EGZOTİK HAYVANLAR HAKKINDA BİLGİLER